Tom ne olacağını görmek için takılmak istiyordu. Ne yazık ki, gitmek zorunda kaldı.
- Tom wanted to stick around to see what would happen. Unfortunately, he had to leave.
Tom takılmak istiyor.
- Tom wants to stick around.
Diğer insanların işine burnunu sokmaktan vazgeç.
- Stop sticking your nose into other people's business.
Bir parça kek tattım ve o lezzetliydi.
- I tried a piece of cake and it was delicious.
Ben bir parça bagaj satın aldım.
- I bought a piece of baggage.
Kollarınız o çubuktan daha önemlidir, bu nedenle kolunuzu kullanmak yerine çubuğu kullanın.
- Your arms are more important than that stick, so instead of using your arm, use the stick.