a small part or portion that remains after the main part no longer exists

listen to the pronunciation of a small part or portion that remains after the main part no longer exists
İngilizce - Türkçe

a small part or portion that remains after the main part no longer exists teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

remnant
kalıntı
leftover
{i} artık

Tom artık yemeği ne yapacağını bilmiyordu. - Tom didn't know what to do with the leftover food.

Dan yemek artıklarını yedi. - Dan ate the leftovers.

leftover
{i} yemek artığı

Çok miktarda yemek artığı içeride kaldı. - Lots of leftovers remained inside.

Açlıktan ölüyorum. Buzdolabında biraz yemek artığı var. - I'm starving. There are some leftovers in the fridge.

leftover
{i} kalan

Kalanları atsan iyi olur. - You had better throw away leftovers.

Yemek artıklarının kalanını kim yedi? - Who ate the rest of the leftovers?

remnant
{i} artık
remnant
atık
remnant
geri kalan şey
leftover
(sıfat) artan
leftover
artan yemek

Tom akşam yemeği için bazı artan yemekleri ısıttı. - Tom heated up some leftovers for dinner.

Öğle yemeği için artan yemeklerimiz var. - We had leftovers for lunch.

leftover
{i} artık yemek
leftover
{s} artan

Tom Mary'den bazı artan yemekleri ısıtmasını rica etti. - Tom asked Mary to warm up some leftovers.

Artan yiyeceği seninle eve götür. - Take the leftover food home with you.

leftover
{i} kalan yemek
remnant
bakıye
remnant
kumaş parçası
remnant
parça
remnant
bakiye,kalıntı
remnant
{i} kalıntı, artık; bakiye
remnant
{i} parça kumaş
İngilizce - İngilizce
leftover
remnant
a small part or portion that remains after the main part no longer exists

    Heceleme

    a small part or por·tion that re·mains af·ter the Main part no long·er exists

    Türkçe nasıl söylenir

    ı smôl pärt ır pôrşın dhıt rimeynz äftır dhi meyn pärt nō lônggır îgzîs

    Telaffuz

    /ə ˈsmôl ˈpärt ər ˈpôrsʜən ᴛʜət rēˈmānz ˈaftər ᴛʜē ˈmān ˈpärt ˈnō ˈlôɴɢgər əgˈzəs/ /ə ˈsmɔːl ˈpɑːrt ɜr ˈpɔːrʃən ðət riːˈmeɪnz ˈæftɜr ðiː ˈmeɪn ˈpɑːrt ˈnoʊ ˈlɔːŋɡɜr ɪɡˈzɪs/