Bu şirket bir siyasi kukla.
- This corporation is a political puppet.
Dışişleri Bakanı bir kuklaydı.
- The Foreign Minister was a puppet.
Herkes kuklaları sever.
- Everyone loves marionettes.
Kendime güzel bir ahşap kukla yapmayı düşündüm.
- I thought of making myself a beautiful wooden marionette.