Tom'un kesinlikle buradaki şeylerin nasıl işlediği hakkında bir ipucu yok.
- Tom certainly doesn't have any clue about how things work around here.
Soruna herhangi bir ipucu buldun mu?
- Have you found any clues to the problem?
Konuşmacı siyasi dünyadaki yozlaşmayı ima etti.
- The speaker hinted at corruption in the political world.
Pilot onun bir UFO olabileceğini ima etti.
- The pilot hinted that it might be a UFO.