Bir kişinin kazanabileceği en değerli beceri, kendini düşünebilme yeteneğidir.
- The most valuable skill one can acquire is the ability to think for oneself.
İngilizce konuşma becerisi kazandı.
- He acquired the ability to speak English.
Kız müzikal yetenekten yoksundu.
- The girl lacked musical ability.
Bu sıradan bir yetenek değildir.
- This isn't any ordinary ability.
Birçok dille iletişim kurabilme kabiliyetim olmasaydı, dünyaya dair deneyimlerim çok daha sığ olurdu.
- My experience of the world would be much shallower without the ability to communicate in lots of languages.
Tom kesinlikle patron olma kabiliyetine sahip.
- Tom definitely has the ability to be the boss.
Zayıflığı gösterme yeteneği bir güçtür.
- The ability to show weakness is a strength.
The public men of England, with much of a peculiar kind of ability.