Chicago için rehberlik etmek istiyorum.
- I want a guide to Chicago.
Tanrılar sonuna kadar insanlığa rehberlik etmek için yeryüzüne indiler.
- Gods came down on earth to guide humanity to its end.
Bu otel rehber kitabın verdiği dört yıldızı hak etmekten uzaktır.
- This hotel is far from deserving the four stars the guidebook gives it.
Nagasaki çevresinde onlara rehberlik edebilmem için kadınla birlikte gittim.
- I went with the women so that I could guide them around Nagasaki.
Ben Nagasaki çevresinde onlara rehberlik etmek için onlarla birlikte gittim.
- I went with them so that I could guide them around Nagasaki.
Tom ormanda bize rehberlik etti.
- Tom guided us through the woods.
Ben sizin için bir kılavuz olarak hareket edeceğim.
- I'll act as a guide for you.
Kılavuz mümkün olduğu kadar erken işe koyulsak iyi olur dedi.
- The guide said that we had better set out as soon as possible.