a short saying, usually containing moral instruction; a maxim; an axiom; a saw

listen to the pronunciation of a short saying, usually containing moral instruction; a maxim; an axiom; a saw
İngilizce - Türkçe

a short saying, usually containing moral instruction; a maxim; an axiom; a saw teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

sentence
{i} cümle

Lütfen Tatoeba'da cümleyi cümle için çevirin. - Please translate sentence for sentence in Tatoeba.

Ben bir cümle değilim.Tatoeba'dan silinmiş olmam gerekir. - I'm not a sentence. I should be deleted from Tatoeba.

sentence
{i} hüküm

Tom o hapishanede ömür boyu hapse mahkum tek hükümlü olduğunu öğrendi. - Tom learnt that he was the only convict sentenced to life imprisonment in that prison.

Zorunlu asgari hüküm on yıldır. - The mandatory minimum sentence is 10 years.

sentence
{i} mahkeme kararı

Malcom birçok mahkeme kararında onun adını görmekten usandığı için Tom'u öldürdü. - Malcom killed Tom because he was tired of seeing his name in lots of sentences.

Bu haksız bir mahkeme kararıydı. - It was an unjust sentence.

sentence
{f} hüküm vermek
sentence
mahkum et

Hakim Tom'u üç yıl hapse mahkûm etti. - The judge sentenced Tom to three years in prison.

Mahkeme onu ölüme mahkum etti. - The court sentenced him to death.

sentence
(Havacılık) cezalandırmak
sentence
mahkümiyet
sentence
yargı

Yargı ve hüküm farklı şeylerdir. - A verdict and a sentence are different things.

sentence
tümce

Bu tümcede bir yazım hatası var. - This sentence has a typo.

sentence
{i} söz

Böyle bir sözlükte buzdolabı ile ilgili en az iki cümle olmalıdır. - In a dictionary like this one there should be at least two sentences with fridge.

Tom bu sözü gerçekten seviyor. - Tom really likes this sentence.

sentence
(isim) cümle, tümce, söz, karar, özdeyiş, vecize, mahkeme kararı, hüküm, yargı
sentence
complex sentence girişik cümle
sentence
(Askeri) HÜKÜM: Bir askeri şahıs hakkında askeri mahkeme tarafından verilen karar
sentence
hüküm/cümle
sentence
tümce,v.hüküm ver: n.tümce
sentence
simple sentence yalın cümle
sentence
{f} mahkum etmek
sentence
{i} özdeyiş
sentence
compound sentence bileşik cümle
İngilizce - İngilizce
sentence
a short saying, usually containing moral instruction; a maxim; an axiom; a saw

    Heceleme

    a Short saying, u·su·al·ly containing mor·al instruction; a maxim; an axiom; a saw

    Telaffuz