a short piece of rope spliced into the upper part of standing backstays, etc

listen to the pronunciation of a short piece of rope spliced into the upper part of standing backstays, etc
İngilizce - Türkçe

a short piece of rope spliced into the upper part of standing backstays, etc teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

tongue
dil

Onların ana dili Fransızca. - French is their mother tongue.

Esperanto'yu ana dilim gibi konuşabiliyorum. - I can speak Esperanto as if it's my mother tongue.

tongue
dil vuruşu yapmak (çalgı)
tongue
(Muzik) dilli

Tek dilli Tom Ana dilinizde düşünmeyin dedi. - Don't think in your native tongue, said the monolingual Tom.

tongue
konuşmak

Goriller konuşmak için dudaklarını ve dillerini kullanamazlar ama insanlarla başka yollarla iletişim kurabilirler. - Gorillas cannot use their lips and tongues to speak, but they can communicate with people in other ways.

tongue
zıvana dili
tongue
lisan
tongue
{f} konuş

Göklerden ve yerden korkmayın fakat Wenzhou'lu bir kişinin kendi dilini konuştuğunu duymaktan korkun. - Do not fear the heavens and the earth, but be afraid of hearing a person from Wenzhou speak in their local tongue.

Onun gözündeki bakışına göre onun şaka yollu konuştuğunu söyleyebilirdim. - By the look in his eye I could tell that he was speaking tongue in cheek.

tongue
geçme
tongue
i. 1. anat. dil. 2. dil, lisan
tongue
(Tıp) Dil, lingua
tongue
geçme yapmak (tahta)
tongue
and-groove joint zıvana lambalı geçme
tongue
dili konuşmak
tongue
dil vuruşu yapmak
tongue
tahtalara geçme kenar yapmak
tongue
{i} uzantı
tongue
{i} erkek parça
İngilizce - İngilizce
tongue
a short piece of rope spliced into the upper part of standing backstays, etc