a set price or charge for all examples of a given case, commodity, service etc

listen to the pronunciation of a set price or charge for all examples of a given case, commodity, service etc
İngilizce - Türkçe

a set price or charge for all examples of a given case, commodity, service etc teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

rate
{i} oran

İşsizlik oranı durgunluktan dolayı %5'e yükseldi. - The unemployment rate went up to 5% because of the recession.

Hastalık ne oranda yayıldı. - At what rate did the illness spread?

rate
{i} değer

Bunu nasıl değerlendirirdin? - How would you rate that?

Doların değeri enflasyonun yükselme oranında düşer. - The value of the dollar declines as the rate of inflation rises.

rate
{i} hız

Saatte üç mil hızla yürüdüler. - They walked at the rate of three miles an hour.

Japon ekonomisinin büyüme hızı bu yıl % 0.7'yi geçecek. - The growth rate of the Japanese economy will top 0.7% this year.

rate
{f} sınıflandırmak
rate
farzetmek
rate
(Bilgisayar) faiz_oranı

Parasını yüksek faiz oranıyla ödünç veriyor. - He lends money at a high rate of interest.

rate
değerini tahmin etmek
rate
olarak değerlendirmek
rate
nispet
rate
gözü ile bakmak
rate
{f} fiyat belirlemek
rate
{i} derece
rate
{i} değer, fiyat, ücret: hourly rate saat başına
rate
{f} layık olmak
rate
{i} belediye vergisi (İng.)
rate
mülk vergisi
rate
{f} sayılmak
rate
{f} hak etmek
rate
{i} bedel
İngilizce - İngilizce
rate

Postal rates here are low.

a set price or charge for all examples of a given case, commodity, service etc