Onlar rutini biliyorlar.
- They know the routine.
Hayatın günlük rutininden usandım.
- I am tired of the day-to-day routine of life.
Öncüleri bir takım engellerin üstesinden geldiler.
- The pioneers overcame a set of obstacles.
Tom her zaman onun arabasındaki sandıkta bir set atlama kabloları saklar.
- Tom always keeps a set of jumper cables in the trunk of his car.
Her zamanki gibi olacağını umuyorduk, ama sıra dışı bir durumla karşılaştık.
- We expected the routine, but we got the extraordinary.
Tom kız kardeşine bir parça kek kesti.
- Tom cut his sister a piece of cake.
Benim bir zarfa, bir parça kağıda ve kurşun kaleme ya da bir dolma kaleme ihtiyacım var.
- I need an envelope, a piece of paper, and a pencil or a pen.
Programı önceden bildiğine eminim.
- I'm sure you already know the routine.