Anne yemek için sofrayı hazırladı.
- Mother set the table for dinner.
Tom'un kötü sofra adabı vardır.
- Tom has bad table manners.
O sadece eğlence için periyodik tabloyu ezberledi.
- He learnt the periodic table by heart just for fun.
Tom tabloyu temizledi.
- Tom cleared the table.
Öncüleri bir takım engellerin üstesinden geldiler.
- The pioneers overcame a set of obstacles.
Yemekten sonra, masayı temizledi.
- After supper, she cleared the table.
Tom yemek masaya konur konmaz yedi.
- Tom ate as soon as the food was put on the table.
Tom her zaman onun arabasındaki sandıkta bir set atlama kabloları saklar.
- Tom always keeps a set of jumper cables in the trunk of his car.