Öncüleri bir takım engellerin üstesinden geldiler.
- The pioneers overcame a set of obstacles.
Masadaki hesap makinesi benim.
- The calculator on the table is mine.
Benim hesap makinesindeki piller ölü.
- The batteries in my calculator are dead.
Tom her zaman onun arabasındaki sandıkta bir set atlama kabloları saklar.
- Tom always keeps a set of jumper cables in the trunk of his car.
Hesap makinası muhteşem bir icat.
- The calculator is a wonderful invention.