a series of activities for some purpose such as election to public office

listen to the pronunciation of a series of activities for some purpose such as election to public office
İngilizce - Türkçe

a series of activities for some purpose such as election to public office teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

campaign
kampanya

Kim Kardashian Türkiye karşıtı bir kampanya başlattı, bundan dolayı onu asla beğenmiyorum. - Kim Kardashian started a campaign against Turkey, so I never like her.

Benjamin Harrison'un kampanyası iyi organize edilmişti. - Benjamin Harrison's campaign was well-organized.

campaign
{i} mücâdele

Truman seçim gününe kadar mücadele etti. - Truman campaigned until Election Day.

Eisenhower, savaşı sona erdirmek için mücadele etti. - Eisenhower had campaigned to end the war.

campaign
(Askeri) Sefer, harekat
campaign
{f} mücâdele vermek
campaign
(Askeri) SEFER: Müşterek bir maksadın normal olarak belirli bir zaman ve sahada, teminini hedef tutan, birbiriyle ilgili bir seri askeri harekat
campaign
{f} kampanya yapmak
campaign
{i} seferberlik
campaign
(Askeri) askeri operasyon
campaign
(Askeri) harekat
campaign
{i} sefer, seferberlik
campaign
harekat/kampanya
campaign
{f} savaşmak
campaign
{f} adaylığını koymak
campaign
belirli bir sonuca ulaşmak için mücadele
campaign
(fiil) kampanyaya katılmak; adaylığını koymak; sefere çıkmak, mücâdele vermek, savaşmak
campaign
kampanyaya katılmak
campaign
campaigner kampanyaya katılan kimse
campaign
{f} sefere çıkmak
İngilizce - İngilizce
campaign
a series of activities for some purpose such as election to public office

    Heceleme

    a se·ries of activities for some pur·pose such as e·lec·tion to pub·lic of·fice

    Türkçe nasıl söylenir

    ı sîriz ıv äktîvıtiz fôr sʌm pırpıs sʌç äz îlekşın tı pʌblîk ôfıs

    Telaffuz

    /ə ˈsərēz əv akˈtəvətēz ˈfôr ˈsəm ˈpərpəs ˈsəʧ ˈaz əˈleksʜən tə ˈpəblək ˈôfəs/ /ə ˈsɪriːz əv ækˈtɪvətiːz ˈfɔːr ˈsʌm ˈpɜrpəs ˈsʌʧ ˈæz ɪˈlɛkʃən tə ˈpʌblɪk ˈɔːfəs/