a seen

listen to the pronunciation of a seen
İngilizce - Türkçe
Bir görüldü
seen
görülen

O gün görülen bir dolunaydı. - It was a full moon that was seen that day.

Görülen bir şey, asla görülmemiş gibi olmaz. - What has been seen can not be unseen.

seen
gözükmek
seen
görülmek

Tom, Mary'yle görülmek istemiyordu. - Tom didn't want to be seen with Mary.

Tom Mary ile görülmek istemiyor. - Tom doesn't want to be seen with Mary.

seen
görünmek

Sami çıplak görünmek istemedi. - Sami didn't want to be seen naked.

Onunla beraber görünmek istemiyorum - I don't want to be seen in his company.

seen
{f} gör

Çin'e gidene kadar hiç panda görmemiştim. - I had never seen a panda until I went to China.

Filmi daha önce gördüğüm için televizyonu kapattım. - I turned off the TV because I had seen the movie before.

seen
görüldü

Ben camı kırarken görüldüm. - I was seen to break the window.

Gökyüzünden görüldüğünde,ada çok güzeldi. - Seen from the sky, the island was very beautiful.

seen
görmüş

Jody sanki bir hayalet görmüş gibi görünüyor. - Jody looks as if she had seen a ghost.

Tom daha önce Mary'yi John'la birlikte birden fazla ortamda görmüştü ve sonunda onların birbirlerini gördüklerini anladı. - Tom had seen Mary with John on more than one occasion before and finally figured out that they were seeing each other.

seen
f., bak. see 1
İngilizce - İngilizce

a seen teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı

seen
{a} perceived, beheld, skilled, versed
seen
Seen is the past participle of see. Past participle of see. the past participle of see
seen
past participle of see
seen
Versed; skilled; accomplished
seen
of See
a seen

    Türkçe nasıl söylenir

    ı sin

    Telaffuz

    /ə ˈsēn/ /ə ˈsiːn/

    Videolar

    ... we've seen the ice age create bridges to spread mankind around the world, ...
    ... You have almost certainly seen things like this for ...