Tepeden görülen yükselen güneş güzeldi.
- The rising sun seen from the top was beautiful.
O gün görülen bir dolunaydı.
- It was a full moon that was seen that day.
Sonuç görülmek için kalır.
- The result remains to be seen.
Onunla görülmek istemiyorum.
- I don't want to be seen with him.
Tom bizimle görünmek istemiyor gibi davranıyor.
- Tom acts like he doesn't want to be seen with us.
Sami çıplak görünmek istemedi.
- Sami didn't want to be seen naked.
Böyle harika bir günbatımı hiç görmemiştim.
- I've never seen such a wonderful sunset.
Mikroplar sadece bir mikroskop yardımıyla görülebilir.
- Germs can only be seen with the aid of a microscope.
O, evin dışına giderken görüldü.
- He was seen going out of the house.
Ben camı kırarken görüldüm.
- I was seen to break the window.
Jody sanki bir hayalet görmüş gibi görünüyor.
- Jody looks as if she had seen a ghost.
Tom Boston'u ziyaret ettiğinde Mary'yi görmüş olmalı.
- Tom must have seen Mary when he visited Boston.
... JACK, HAVE YOU SEEN MY SPELLING BEE TROPHY? ...
... is, have you seen like Batman, the Chris Nolan ...