Anne pastayı üç parçaya böldü.
- Mother divided the cake into three parts.
Ölüm hayatın tamamlayıcı bir parçasıdır.
- Death is an integral part of life.
Teklifin diğer kısımlarını tartıştılar.
- They debated other parts of the proposal.
İngiltere'nin birçok kısımlarını ziyaret ettim.
- I visited many parts of England.
Parti Mac tarafından organize edildi.
- The party was organized by Mac.
Onların tarafında bir hataydı.
- It was a mistake on their part.
Japonya'nın dış yardımları yurttaki ekonomik yavaşlamadan dolayı kısmen azalıyor.
- Japan's foreign aid is decreasing in part because of an economic slowdown at home.
Tom onun kısmen hatası olduğunu kabul etti.
- Tom admitted that it was partially his fault.
Yarın akşam bir partimiz var.
- We have a party tomorrow evening.
Çocuğunuzun doğumundan sonra işinizi yarım gün yapmalısınız.
- After the birth of your child, you should make your work part-time.
Tom zaten görevini yaptı.
- Tom has already done his part.
Topluma yardımcı olmak için görevimi yapmaya çalışıyorum.
- I try to do my part to help the community.
Partide Jack ve Mary'nin yanındaki kimdi?
- Who was at the party beside Jack and Mary?
Yandaki ev biraz gürültülü. Onların parti yapıp yapmadıklarını merak ediyorum.
- The house next door is a bit loud. I wonder if they're throwing a party.
Tom parti için üç yüz dolarlık bütçe ayırdı.
- Tom budgeted three hundred dollars for the party.
Parti için sandalyeler ayırtıldı.
- The seats were reserved for the party.
Niçin ayrılmak istediğine dair fikrim yok.
- I have no idea why you want to part with that.
O, evinden ayrılmak istemedi.
- He didn't want to part with his house.
Please turn to Part I, Chapter 2.