Söylenti gerçek oldu.
- The rumor proved to be true.
Söylenti gerçek oldu.
- The rumor proved true.
Orada saklı hazineler olduğu dedikodusu yapılıyor.
- It is rumored there are treasures hidden there.
Tom ve Mary hakkında dedikodular duydum.
- I've heard rumors about Tom and Mary.
Haberi söylentilerden duydum.
- I heard the news through the grapevine.
Hey Tom, dedikodu vasıtasıyla senin Susie ile çıktığını duydum. Tebrikler.
- Hey Tom, I heard through the grapevine that you and Susie are going out. Way to go!
Medyanın onun sözleşmesi ile ilgili bir söylenti rüzgarı vardı ve hızlı geldi.
- The media got wind of a rumor about his engagement and came quickly.
John is rumored to be next in line for a promotion.
They say he used to be a thief, but that's just rumor.
There's a rumor going round that he's going to get married.
... Rumor is not-- ...
... same rumor. ...