Halı almadan önce odayı ölçmek zorunda kalacağız.
- We'll have to measure the room before we buy the rug.
Biz senin kan basıncını ölçmek istiyoruz.
- We want to measure your blood pressure.
O etkin önlemler alamadı.
- He could not take effective measures.
Sert zamanlar sert önlemler gerektirir.
- Drastic times call for drastic measures.
Yatağın uzunluğunu ölçtü.
- He measured the length of the bed.
Birçok Avrupa mutfakları orada kuru malzemeler tartıldığından dolayı bir teraziye sahiptir, Amerika'da tam tersine onlar hacimle ölçülmektedir.
- Many European kitchens have scales because dry ingredients are measured by weight there, unlike in America, where they are measured by volume.
Harvard'ın bilim adamları, çocuk sahibi olan veya olmayan 58 bekâr ve evli erkek tükürüğündeki erkek hormon miktarını ölçtü.
- Harvard scientists have measured the amount of male hormone in the saliva of 58 single and married men with or without children.
Pek çok kent yöneticilerinin uyguladığı kemer sıkma politikası son derece sevimsizdir.
- The austerity measures that many city governments have implemented are hugely unpopular.