Tom her zaman ön sırada oturmak ister.
- Tom always wants to sit in the front row.
Tom Mary'den Lady Gaga konserinde ön sıra koltuklardan almanın bir yolunu bulmasını istedi.
- Tom asked Mary to see about getting front row seats at the Lady Gaga concert.
Tom çiğ istiridye yemeği seviyor.
- Tom likes eating raw oysters.
Çiğ balık şöyle dursun,ızgara balıktan hoşlanmam.
- I don't like grilled fish, let alone raw fish.
Kavgacı ya da sarhoş müşterilere dikkat edin.
- Watch out for rowdy or drunk customers.
Konserde herkes kavgaya karıştı!
- Everybody row in concert!
Onlar nehrin yukarısına doğru kürek çektiler.
- They rowed up the river.
Nöbetleşe kürek çekelim.
- Let's take turns rowing the boat.
Kürek çekmek için göle gittik.
- We went to the lake to row a boat.
Tom genellikle tek başına kürek çekmeye gider.
- Tom usually goes rowing by himself.
Nehirde kürek çekmeye devam ettikçe, suyun berraklığı beni afallattı.
- As I rowed out into the river, the clearness of the water astounded me.
Taze çiğ sebze yemeği sever.
- She likes to eat fresh raw vegetables.
Hamilelik sırasında çiğ balık yemek güvenli midir?
- Is it safe to eat raw fish during pregnancy?
Japonya ham madde açısından ithalata bağımlıdır.
- Japan depends on imports for raw materials.
Who's making that row?.
... HOW ABOUT "ROW ROW ROW YOUR BOAT"? ...
... - TEDDY! - ROW ROW ROW YOUR BOAT... ...