a round of a rope or cord in order to secure it, as about a pin or a cleat

listen to the pronunciation of a round of a rope or cord in order to secure it, as about a pin or a cleat
İngilizce - Türkçe

a round of a rope or cord in order to secure it, as about a pin or a cleat teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

turn
açmak

Radyoyu açmak için butona bastım. - I pressed the button to turn the radio on.

Tom topuzu çevirdi ve açmak için kapıyı itti. - Tom turned the knob and pushed the door open.

turn
{f} dön

Onun yerine az önce tanımladığım iki ekonomik değişkenin tartışmasına döneceğim. - Instead, I will turn to a discussion of the two economic variables I defined a moment ago.

Ağaçların yaprakları sonbaharda sarıya döner. - The leaves of the trees turn yellow in fall.

turn
kıvırmak
turn
büklüm
turn
sapmak
turn
sürpriz
turn
heyecan

O, aşkını heyecanlandırdı. - She turned on her lover.

O, bu elbiseyi giydiği zaman beni heyecanlandırır. - He turns me on when he wears those clothes.

turn
dönmek

Geri dönmek için çok geç. - It's too late to turn back.

Geri dönmek zorunda kalacağız. - We're going to have to turn back.

turn
döndürmek

Direksiyonu döndürmek arabayı döndürür. - Turning the steering wheel makes the car turn.

turn
değişim
turn
sıra

Şarkı söyleme sırası senin. - It's your turn to sing.

Odayı temizleme sırası benimdi. - It was my turn to clean the room.

turn
katlamak
turn
dönemeç
turn
{i} dönüş

Bu tırtıl harika bir kelebeğe dönüşecek. - This catterpillar will turn into a beautiful butterfly.

Saçları beyaza dönüştü. - His hair has turned white.

turn
yön değiştirme
turn
yönelme
turn
{f} ekşimek
turn
istidat
turn
(Askeri) DÖNÜŞ: Bir uçağın, istikamet değiştirmek için yaptığı manevra
İngilizce - İngilizce
turn
a round of a rope or cord in order to secure it, as about a pin or a cleat