Bilgisayarların hiçbiri yanmış bir kartla çalışmaya devam edemez.
- None of the computers can continue to run with a burnt card.
Merhaba, benim bir rezervasyonum var, adım Kaori Yoshikawa. İşte onay kartı.
- Hello, I have a reservation, my name is Kaori Yoshikawa. Here is the confirmation card.
Son kartpostal benimki.
- The last card is mine.
Kartpostal oynamak bir hobidir.
- Playing cards is a pastime.
Tom konferans odasına girdi, belgelerle dolu büyük bir karton kutu taşıyordu.
- Tom entered the conference room, carrying a large cardboard box full of documents.
Tom Mary'nin ona verdiği kartvizite baktı.
- Tom looked at the business card Mary gave him.
Tom Mary'ye kartvizitini verdi.
- Tom gave Mary his business card.