Banliyölerde caddeler kıvrımlı ve dardır.
- Streets are often twisted and narrow in the suburbs.
O gerçekten bükülmüş.
- That's really twisted.
Tom Mary'nin kolunu büktü ve o hayır kurumumuza biraz para bağışlamayı kabul etti.
- Tom twisted Mary's arm and she agreed to donate some money to our charity.
A roll of film.
Kolumu kıvırmayı bırak!
- Stop twisting my arm!