Amerika'da arabalar yolun sağ tarafını kullanırlar.
- In America cars drive on the right side of the road.
Bu yol sizi oraya götürür.
- This road leads you there.
Tom'un bir kara yolu seyahatine gideceğini düşünüyordum.
- I thought Tom would go on a road trip.
Piknik alanına kara yolu ile kolayca ulaşılabilir.
- The picnic area is easily accessible by road.
Bu yol orada otoyola katılır.
- This road joins the highway there.
Amerika'da nereye giderseniz gidin, yollar ve otoyollar vardır.
- There are roads and freeways wherever you go in America.
Demiryolu karayoluna paralel.
- The railroad is parallel to the road.
Kamp bölgesi karayoluyla ulaşılabilir değil.
- The campsite isn't accessible by road.
O, yaşlı adamın caddeyi geçmesine yardım etti.
- She helped the old man cross the road.
O, caddeyi geçerken görüldü.
- He was seen crossing the road.
Demiryolu bu noktada yolu geçer.
- The railway crosses the road at this point.
Demiryolu karayoluna paralel.
- The railroad is parallel to the road.
There delivering their fraught, they went to Scandaroone; rather to view what ships was in the Roade, than any thing else .
Where, then, is the road to peace?.
... See, this little road here that leads up to the museum, ...
... road ...