a right to sell something at a predetermined price

listen to the pronunciation of a right to sell something at a predetermined price
İngilizce - Türkçe

a right to sell something at a predetermined price teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

put
açmak
put
atfetmek
put
(Ticaret) satma opsiyonu
put
şişmanlamak
put
çıkarmak

Seni çıkarmak istemiyorum. - I don't want to put you out.

Sana bir zahmet çıkarmak istemiyorum. - I don't want to put you to any trouble.

put
neşretmek
put
oya sunmak
put
bahis tutuşmak
put
{f} yatırım yapmak
put
koşmak
put
fırlatmak
put
{f} atmak

Belki onu başımdan atmak için bir şey yaptım. - Maybe I did something to put him off.

Canlı bir ıstakozu kaynar su dolu bir kaba atmak acımasızca. - It's cruel to put a live lobster into a pot of boiling water.

put
{f} bırakmak

Hayatının onun ellerine bırakmak istediğinden emin misin? - Are you sure you want to put your life in her hands?

Ben geçmişi arkamızda bırakmak istiyorum. - I'd like to put the past behind us.

put
zorlamak
put
{f} (put, --ting) koymak, yerleştirmek
put
{i} atış

Gitmeden bir şeyler atıştırmalısın. - You should put something in your stomach before you go.

put
hareketsiz
put
reye koymak
put
sabit

Sabit bir biçimde durarak elinden gelenin en iyisini yapmaya çalıştı. - Sitting still he tried to put his best foot forward.

put
{f} yüklemek
İngilizce - İngilizce
put
a right to sell something at a predetermined price

    Heceleme

    a right to sell some·thing at a predetermined price

    Türkçe nasıl söylenir

    ı rayt tı sel sʌmthîng ät ı priditırmînd prays

    Telaffuz

    /ə ˈrīt tə ˈsel ˈsəmᴛʜəɴɢ ˈat ə ˌprēdēˈtərmənd ˈprīs/ /ə ˈraɪt tə ˈsɛl ˈsʌmθɪŋ ˈæt ə ˌpriːdiːˈtɜrmɪnd ˈpraɪs/