a right or privilege that has been granted

listen to the pronunciation of a right or privilege that has been granted
İngilizce - Türkçe

a right or privilege that has been granted teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

grant
{f} bağışlamak
grant
{i} bağış

Bağışlanan hiçbir şeyi kabul etmemeliyiz. - We must not take anything for granted.

grant
{i} hibe

Birkaç hibe mevcuttur. - Several grants are available.

Onun projesi hibeler tarafından finanse edildi. - His project was funded by grants.

grant
{f} vermek
grant
{i} ödenek
grant
kabul etmek; rıza göstermek; yerine getirmek: She granted his request. Ricasını yerine getirdi. Granting the truth of what you're
grant
{f} kabul etmek
grant
onaylamak
grant
varsaymak
grant
{f} ver

Bana katılmayacağına hiç ihtimal vermemiştim. - I took it for granted that she would agree with me.

Ona Amerikan vatandaşlığı verilecek. - He'll be granted American citizenship.

grant
burs

Üniversite ona bir burs verdi. - The college granted him a scholarship.

grant
{f} burs vermek
grant
{i} feragatname
grant
terketmek
grant
(Avrupa Birliği) hibe, imtiyaz
grant
bağış,v.ver: n.burs
grant
{f} nasip etmek
grant
{f} 1. kabul etmek; rıza göstermek; yerine getirmek: She granted his request. Ricasını yerine getirdi. Granting the truth of what you're
grant
farzetmek
İngilizce - İngilizce
grant
a right or privilege that has been granted

    Heceleme

    a right or pri·vi·lege that has been granted

    Türkçe nasıl söylenir

    ı rayt ır prîvlıc dhıt hız bın gräntıd

    Telaffuz

    /ə ˈrīt ər ˈprəvləʤ ᴛʜət həz bən ˈgrantəd/ /ə ˈraɪt ɜr ˈprɪvləʤ ðət həz bən ˈɡræntəd/