Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

a restaurant outside; often for soldiers or policemen

listen to the pronunciation of a restaurant outside; often for soldiers or policemen
İngilizce - Türkçe

a restaurant outside; often for soldiers or policemen teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

canteen
bıçak
canteen
kaşık takımı
canteen
kantin

Tom Mary'ye kantininden bir içim su verdi. - Tom gave Mary a sip of water from his canteen.

Kantinde öğle yemeği yedim. - I had lunch at the canteen.

canteen
matara

Yanına bir matara dolusu su almalısın. - You should take a canteen full of water with you.

Tom Mary'ye matarasını uzattı ve o bir içki aldı. - Tom handed Mary his canteen and she took a drink.

canteen
/ kişilik çatal
canteen
(Mukavele) kantin, yemekhane
canteen
{i} kantin, büfe
canteen
(Askeri) MATARA: Bir askerin teçhizatı arasında bulunan ve su, kahve gibi ihtiyaç maddelerini taşımaya yarayan kap
canteen
yemek takımlarının içinde durduğu göz veya sandık
canteen
çatal bıçak/matara/kantin
canteen
{i} yemek kabı
İngilizce - İngilizce
canteen
a restaurant outside; often for soldiers or policemen