İngilizce - Türkçe
a resident of any particular place to which the subject feels to belong teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
- citizen
- vatandaş
Biz oy hakkına sahip özgür vatandaşlarız.
-We are free citizens with the right of vote.
Ben bir Fransız vatandaşıyım.
-I'm a French citizen.
- citizen
- {i} yurttaş
- citizen
- {i} hemşehri
- citizen
- {i} hemşeri
- citizen
- {i} sakin
Ben de bir Tokyo sakiniyim.
-I am also a citizen of Tokyo.
Ben Chiba sakiniyim ama Tokyo'da çalışıyorum.
-I am a citizen of Chiba, but work in Tokyo.
- citizen
- tabiiyet
- citizen
- citizenship vatandaşlık
- citizen
- {i} sivil kimse
- citizen
- naturalized citizen bir devletin uyruğuna sonradan giren
- citizen
- {i} uyruk, tebaa
- citizen
- {i} uyruk
- citizen
- citizenry bütün vatandaşlar
- citizen
- native citizen bir devletin uyruğu olarak doğmuş vatandaş
- citizen
- {i} ikamet eden kimse
- citizen
- şehirli kimse
İlgili Terimler
İngilizce - İngilizce
a resident of any particular place to which the subject feels to belong teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı
- citizen
Citizen of the World: The Life of Pierre Elliott Trudeau - a book written of the former Canadian prime minister by John English, 2007.
a resident of any particular place to which the subject feels to belong
Heceleme
a res·i·dent of a·ny par·ti·cu·lar place to which the sub·ject feels to be·longTürkçe nasıl söylenir
ı rezîdınt ıv eni pırtîkyılır pleys tı hwîç dhi sıbcekt filz tı bîlôngTelaffuz
/ə ˈrezədənt əv ˈenē pərˈtəkyələr ˈplās tə ˈhwəʧ ᴛʜē səbˈʤekt ˈfēlz tə bəˈlôɴɢ/ /ə ˈrɛzɪdənt əv ˈɛniː pɜrˈtɪkjəlɜr ˈpleɪs tə ˈhwɪʧ ðiː səbˈʤɛkt ˈfiːlz tə bɪˈlɔːŋ/
Resimler
Geçmiş
Favoriler