a reservoir from which liquid can be drawn

listen to the pronunciation of a reservoir from which liquid can be drawn
İngilizce - Türkçe

a reservoir from which liquid can be drawn teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

fountain
{i} çeşme

Genç bir kadın çeşmenin önünde şarkı söyleyip gitar çalıyordu. - A young woman was singing and playing the guitar in front of the fountain.

Tenis kortu yanında bir çeşme var. - There's a drinking fountain by the tennis court.

fountain
{i} kaynak
fountain
{i} pınar

Şimdi çocuk zaten pınara düştü. - Now the child has already fallen in the fountain.

fountain
{i} memba
fountain
{i} fıskıye
fountain
drinking fountain içmek için suyu yukarıya fışkırtan çeşme
fountain
kaynak/fıskiye
fountain
fountainhead pınar başı
fountain
dolmakalem

Yanınızda bir dolmakaleminiz var mı? - Do you have a fountain pen with you?

Dolmakalemle yazmayı severim. - I like writing with a fountain pen.

fountain
fıskiye
fountain
asıl
fountain
köken
İngilizce - İngilizce
fountain
a reservoir from which liquid can be drawn

    Heceleme

    a res·er·voir from which liq·uid Can be drawn

    Türkçe nasıl söylenir

    ı rezıvwär fırm hwîç lîkwıd kın bi drôn

    Telaffuz

    /ə ˈrezəˌvwär fərm ˈhwəʧ ˈləkwəd kən bē ˈdrôn/ /ə ˈrɛzəˌvwɑːr fɜrm ˈhwɪʧ ˈlɪkwəd kən biː ˈdrɔːn/