Tom'un kendisi tekrarlamaktan hoşlanmaz.
- Tom doesn't like to repeat himself.
Tom birinci sınıfı tekrarlamak zorunda kaldı.
- Tom had to repeat first grade.
Tekrarlanan suçları onu mahkemeye getirdi.
- His repeated delinquencies brought him to court.
Hayır, İngiliz tekrarladı.
- No, repeated the Englishman.
Böylesine dikkatsiz bir hatayı tekrarlama.
- Don't repeat such a careless mistake.
Bir bütün olarak tanımadan bir hatayı tekrarlamak hepsinin içinde en büyük hatadır.
- Repeating a mistake without recognizing it as one, is the biggest mistake of all.
Bir yalanın tekrarlanması onu doğru yapmaz.
- Repeating a lie does not make it true.
Trajedi tekrarlanmaması için hatırlanmalı.
- The tragedy must be remembered so that it is not repeated.
Soruyu yinelememi ister misin?
- Do you want me to repeat the question?
Soruyu yinelememi ister misiniz?
- Would you like me to repeat the question?