a removable box within a cash register containing the money

listen to the pronunciation of a removable box within a cash register containing the money
İngilizce - Türkçe

a removable box within a cash register containing the money teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

till
-e kadar
till
{e} kadar

Büyüyünceye kadar sigara içmemelisin. - You must not smoke till you grow up.

Onunla tanışıncaya kadar, o, bilgiyi bilmiyordu. - She didn't know the information till she met him.

till
(Ticaret) para kasası
till
çiftçilik
till
(Tarım) pullukla sürmek
till
para çekmecesi
till
oluncaya kadar

Sınavda başarısız oluncaya kadar tembelliğinden pişman olmadı. - He did not repent of his idleness till he failed in the examination.

O, mezun oluncaya kadar çok utangaçtı. - She had been very shy till she graduated.

till
(İş yerlerinde kullanılan) Kasa
till
{f} sürmek
till
till I come
till
ziraat
till
bağ
till
işle
till
(fiil) sürmek, toprağı sürmek, işlemek (toprak)
till
ben gelinceye kadar

Sadece ben gelinceye kadar pozisyonunu bozma. - Just hold your position till I arrive.

Ben gelinceye kadar onun beklemesini iste. - Ask him to wait till I come.

till
{e} bağ. -e kadar: till Friday cumaya kadar. till Antalya Antalya'ya kadar
till
zamana kadar

Sadece o zamana kadar beklemek zorunda kalacağız. - We'll just have to wait till then.

O zamana kadar ne yaparım? - What do I do till then?

till
{f} toprağı sürmek
till
{i} kasa
till
till now şimdiye kadar
İngilizce - İngilizce
till

Pull all the tills and lock them in the safe.

a removable box within a cash register containing the money

    Heceleme

    a re·mo·va·ble box with·in a cash reg·is·ter containing the mon·ey

    Türkçe nasıl söylenir

    ı rîmuvıbıl bäks wîdhîn ı käş recîstır kınteynîng dhi mʌni

    Telaffuz

    /ə rəˈmo͞ovəbəl ˈbäks wəˈᴛʜən ə ˈkasʜ ˈreʤəstər kənˈtānəɴɢ ᴛʜē ˈmənē/ /ə rɪˈmuːvəbəl ˈbɑːks wɪˈðɪn ə ˈkæʃ ˈrɛʤɪstɜr kənˈteɪnɪŋ ðiː ˈmʌniː/