a relationship of close communication or understanding

listen to the pronunciation of a relationship of close communication or understanding
İngilizce - Türkçe

a relationship of close communication or understanding teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

touch
{f} dokunmak

Ben bir çocukken, böceklere dokunmak beni bir parça rahatsız etmezdi. Şimdi neredeyse onların resimlerine bakmaya katlanamıyorum. - When I was a kid, touching bugs didn't bother me a bit. Now I can hardly stand looking at pictures of them.

Küçük çocuklar her şeye dokunmak ister. - Little children like to touch everything.

touch
tesir etmek
touch
aldatmak
touch
{i} az bir derece/miktar: He has a touch of fever. Azıcık ateşi var. There's a touch a sore spot/point hassas bir konuya/noktaya dokunmak
touch
{f} incitmek
touch
{f} yetmek
touch
{f} teğet geçmek
touch
{i} dokunuş

Benim soğuk bir dokunuşum var. Bu çok kötü. - I've a touch of a cold. That's too bad.

touch
elleme
touch
az bir derece/miktar
touch
kıyaslanmak
touch
elini sürmek
touch
eline su dökmek
touch
taç
touch
kullanmak
touch
bahsetmek
touch
(Tıp) Tuşe
touch
sözünü etmek
touch
çalmak
touch
{i} temas

Ben seninle temas kuracağım. - I will get in touch with you.

O, ırkçı gruplarla temas halinde olduğunu mahkemede itiraf etti. - He confessed in court that he was in touch with racist groups.

İngilizce - İngilizce
touch

He promised to keep in touch while he was away.

a relationship of close communication or understanding

    Heceleme

    a re·la·tion·ship of close com·mu·ni·ca·tion or un·der·stand·ing

    Türkçe nasıl söylenir

    ı rileyşınşîp ıv klōs kımyunıkeyşın ır ʌndırständîng

    Telaffuz

    /ə rēˈlāsʜənˌsʜəp əv ˈklōs kəˌmyo͞onəˈkāsʜən ər ˌəndərˈstandəɴɢ/ /ə riːˈleɪʃənˌʃɪp əv ˈkloʊs kəˌmjuːnəˈkeɪʃən ɜr ˌʌndɜrˈstændɪŋ/