Tomurcuklar patlamaya başladı.
- The buds began to burst.
Su basıncı borunun patlamasına neden oldu.
- The water pressure caused the pipe to burst.
Bizim su boruları patlamış.
- Our water pipes burst.
Kalabalıktan muazzam bir tezahürat patladı.
- A mighty cheer burst from the crowd.
Öyle güzel bir fıkraydı ki, herkes birden kahkahayı bastı.
- It was such a nice joke that everybody burst out laughing.
Kız annesini görür görmez birden ağlamaya başladı.
- Instantly the girl saw her mother, she burst out crying.