"A qualty conculting.".
Nicelik değil, nitelik.
- Quality, not quantity.
Nitelik, nicelikten baskın çıkar.
- Quality trumps quantity.
Son 100 yılın bilim ve teknoloji ve topluluğun diğer alanlarındaki gelişmeler hayat kalitesine hem avantajlar hem de dezavantajlar getirdi.
- Advances in science and technology and other areas of society in the last 100 years have brought to the quality of life both advantages and disadvantages.
Daha yüksek eğitim kalitesi, en yüksek uluslararası standartlara cevap vermelidir.
- The quality of higher education must answer to the highest international standards.
Tom kaliteli iş yapar.
- Tom does quality work.
Sadece yüksek kaliteli ürünler satarız.
- We only sell top quality products.
Ses kalitesi önemlidir.
- Sound quality matters.
Benim stereo setimin ses kalitesi seninkinden daha kötü.
- My stereo set is inferior to yours in sound quality.
Hem miktar hem de kalite birçok durumlarda önemlidirler.
- Both quantity and quality are important in most cases.
Tom hastaların yaşam kalitesini iyileştirmek için gücü dahilinde her şeyi yapıyor.
- Tom is doing everything within his power to improve the patients quality of life.
Bu el yapımı eşyalar kalite olarak farklıdır.
- These hand-made articles differ in quality.
A very quality ball club; that was the Braves.
Membership of this golf club is limited to those of quality and wealth.
... I recently got a scale and it measures air quality and ...
... we not only bill schools but also provide quality high quality of patient ...