a proposal that has been made

listen to the pronunciation of a proposal that has been made
İngilizce - Türkçe

a proposal that has been made teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

offer
{f} teklif etmek

O, polise para teklif etmek nedeniyle hapis cezasına çarptırıldı. - He was jailed for offering money to the police.

Sana bir iş teklif etmek istiyorum. - I'd like to offer you a job.

offer
{i} arz

Onun şirketi halka arz hisse sattığında Tom milyarder oldu. - Tom became a billionaire when his company sold shares in an initial public offering.

offer
{i} adak
offer
(Ticaret) oferto
offer
peşkeş
offer
beğeniye sunmak
offer
fiyat teklifi
offer
{i} satışa çıkarma
offer
(fiil) teklif etmek, sunmak, ikram etmek, vermek, arzetmek, bildirmek, açmak (savaş), ortaya çıkmak, adamak
offer
gözükmek
offer
{f} ikram etmek, sunmak
offer
{i} sunma

O kadar mutluydum ki teşekkürlerimi sunmayı unuttum. - I was so happy that I forgot to offer my thanks.

Tom herhangi bir açıklama sunmadı. - Tom didn't offer any explanation.

offer
{i} fiyat

Biz rekabetçi fiyatlandırma öneriyoruz. - We offer competitive pricing.

Biz bu yeni ürünleri liste fiyatının % 20 altında sunabiliriz. - We can offer these new products at 20% below list price.

offer
{f} ortaya çıkmak
offer
{f} ikram etmek
offer
offer resistance karşı koymak
offer
{f} vermek, sağlamak
offer
{f} arzetmek
offer
{f} adamak
İngilizce - İngilizce
offer
a proposal that has been made

    Heceleme

    a pro·pos·al that has been made

    Türkçe nasıl söylenir

    ı prıpōzıl dhıt hız bın meyd

    Telaffuz

    /ə prəˈpōzəl ᴛʜət həz bən ˈmād/ /ə prəˈpoʊzəl ðət həz bən ˈmeɪd/