a probability expressed as a percent

listen to the pronunciation of a probability expressed as a percent
İngilizce - Türkçe

a probability expressed as a percent teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

chance
{i} ihtimal

Onun istifa edeceğine dair bir ihtimal var mı? - Is there any chance that he'll resign?

İşi zamanında bitirmek için hiçbir ihtimal yoktu. - There was no chance to finish the job on time.

chance
şans

Anahtarlarımı nereye koyduğumu bilmen için şans var mı? - Any chance you know where I put my keys?

Bu senin yegâne şansın. - This is your only chance.

chance
{i} tâlih
chance
{i} kader

Bir şans elde ederek bir kader yaratacaksın. - You'll make a fortune by taking a chance.

Kader şansa bırakılmayacak kadar ciddidir. - Fate is too serious to be left to chance.

chance
risk

Tom riske girmek istemedi. - Tom didn't want to take any chances.

Başka kaza risklerini en aza indirgemek istiyorum. - I want to minimize the chances of another incident.

chance
tesadüfen olmak
chance
olasılık

Büyük olasılıkla gelecek. - There's a good chance that he'll come.

Tom'un Mary'nin ne yaptığını bilmediğine dair iyi bir olasılık var. - There's a good chance that Tom doesn't know what Mary has done.

chance
rastlantı sonucu oluşmak
chance
rastlantısal
chance
{f} şans eseri olmak
chance
{f} tesadüfen olmak: She chanced to be there. Tesadüf eseri oradaydı
chance
{i} risk, riziko
chance
{f} denemek

Tom şansını denemek istemiyor. - Tom doesn't want to take a chance.

Şansımızı denemek zorunda olacağız. - We'll have to take our chances.

chance
şans,v.şans eseri ol: n.şans
chance
{s} şans eseri olan
chance
tesadüfen meydana gelmek
chance
(fiil) riske girmek, göze almak, denemek, şans eseri olmak, tesadüfen olmak
chance
{i} talih, şans
chance
şans eseri olarak vaki olmak
İngilizce - İngilizce
chance
a probability expressed as a percent

    Heceleme

    a prob·a·bi·li·ty expressed as a per·cent

    Türkçe nasıl söylenir

    ı präbıbîlıti îksprest äz ı pırsent

    Telaffuz

    /ə ˌpräbəˈbələtē əkˈsprest ˈaz ə pərˈsent/ /ə ˌprɑːbəˈbɪlətiː ɪkˈsprɛst ˈæz ə pɜrˈsɛnt/