İngilizce - Türkçe
a precipice teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
- precipice
- {i} uçurum
- steep
- havuzlamak
- steep
- suya batırmak
- steep
- demlenme
- steep
- aşırı
Tom, bu resim için oldukça aşırı bir fiyat ödemeyi kabul etti.
-Tom has agreed to pay a rather steep price for that painting.
- steep
- demlenmek
- steep
- ıslatmak
- steep
- (fiyat/miktar/vb.) çok fazla
- steep
- (çay) demlemek
- precipice
- {i} sarp kayalık
- precipice
- {i} yar
- precipice
- dik ve derin uçurum
- steep
- {f} (çayı) demlemek; (çay) demlenmek
- steep
- {f} suya koymak
- steep
- hızla
- steep
- {f} (in) (sıvıya) bastırıp bekletmek; (sıvıya) bastırılıp bekletilmek
- steep
- ıslanma
- steep
- dik yokuş
- steep
- ıslan/ıslat
- steep
- (fiil) demlemek, ıslatmak, suda bekletmek, suya koymak, doyurmak, içirmek
- steep
- {f} içirmek
- steep
- yüksek
- steep
- {f} doyurmak
- steep
- suda bırakmak
İlgili Terimler
İngilizce - İngilizce
a precipice teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı
- {n} steep
- precipice
- The brink of a dangerous situation
to stand on a precipice.
- precipice
- A headlong fall or descent
- precipice
- a high and very steep or approximately vertical cliff
- precipice
- a very steep cliff
- precipice
- A precipice is a very steep cliff on a mountain
- precipice
- If you say that someone is on the edge of a precipice, you mean that they are in a dangerous situation in which they are extremely close to disaster or failure. The King now stands on the brink of a political precipice
- precipice
- {n} a headlong or perpendicular fall
- precipice
- A headlong steep; a very steep, perpendicular, or overhanging place; an abrupt declivity; a cliff
- precipice
- A sudden or headlong fall
- precipice
- {i} steep slope; cliff; chasm; brink of an abyss; danger, risk, peril
İlgili Terimler
a precipice
Heceleme
a pre·ci·piceTürkçe nasıl söylenir
ı presıpısTelaffuz
/ə ˈpresəpəs/ /ə ˈprɛsəpəs/
Resimler
Geçmiş
Favoriler