Yarın ara sıra sağanaklar olabilir.
 - Occasional showers are possible tomorrow.
Bu nasıl mümkün olabilir?
 - How is this possible?
The Network'ün kasım meselesinde görünen raporunun 70 kopyasını üretmek ve onları ajanlarımıza dağıtmak mümkün mü?
 - Is it possible to reproduce 70 copies of your report which appeared in the November issue of The Network and distribute them to our agents?
İçme suyunda klor, kurşun ya da benzer kirletici madde bulunması mümkün.
 - It's possible that the drinking water has chlorine, lead, or similar contaminants in it.
Herkesi memnun etmek olanaklı değildir.
 - It's not possible to please everyone.
Böyle yüksek bir hızda yolculuk etmek olanaklı mı?
 - Is it possible to travel at such a high speed?
Tom'un gelememesi muhtemel.
 - It's possible Tom might not come.
Tom muhtemelen Mary'ye bunu mümkün olan en kısa sürede yapması gerektiğini söyleyecektir.
 - Tom is probably going to tell Mary that she should do that as soon as possible.
Bu mümkün, ama olası değildir.
 - It's possible, but not probable.
Tom ve Mary kendi sorunlarına olası bir çözüm ile geldiler.
 - Tom and Mary came up with a possible solution to their problem.
Diğer makul açıklamanın olmadığını anlıyorum.
 - I see no other possible explanation.
Bunun tek bir makul açıklaması var.
 - There's only one possible explanation.
Bu mümkün ama son derece düşük ihtimal.
 - That's possible but highly unlikely.
O imkansız.  Seninle aynı fikirde olmamalıyım. Bu çok mümkün.
 - That's impossible. I must disagree with you. It's very much possible.
algılama olmadan yaratmak imkansızdır.
 - It is not possible to conceive without perceiving.
Jones is a possible for the new opening in sales.