a portion of a book, speech, or musical composition; a paragraph; a clause

listen to the pronunciation of a portion of a book, speech, or musical composition; a paragraph; a clause
İngilizce - Türkçe

a portion of a book, speech, or musical composition; a paragraph; a clause teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

passage
geçiş

Burada büyük araçlar için geçiş yoktur. - There is no passage for big vehicles here.

Yan yatan bir araç geçişi engelledi. - A car lying on its side blocked the passage.

passage
geçit

Binanın içinde gizli bir geçit bulduk. - We found a secret passage into the building.

Zihnimde çocukluğuma açılan gizli bir geçit var. - There is a secret passageway in my mind leading to my childhood.

passage
geçme
passage
parça

Aşağıdaki parça iyi bilinen bir fabldan bir alıntıdır. - The following passage is a quotation from a well-known fable.

Bu parçayı okuyup Japonca'ya çevir. - Read this passage and translate it into Japanese.

passage
{i} yolculuk
passage
{i} akış
passage
{i} koridor, dehliz
passage
tarik
passage
{i} kanal
passage
bir tasarının kabul edilip yürürlüğe girmesi
passage
{i} gemi
passage
(Tekstil) geçiş, pasaj
passage
seyahat
passage
yol

Gizli bir geçit yoluyla kaçtılar. - They fled through a secret passageway.

passage
geçit,pasaj
passage
{i} geçme, gitme
passage
geçiş hakkı
passage
(isim) geçit, pasaj, dehliz, koridor [brit.], parça, kanal, geçme, geçiş, akış, yolculuk (uçak, gemi), bağırsakların çalışması
passage
{i} dehliz
passage
{i} koridor [brit.]
İngilizce - İngilizce
passage
a portion of a book, speech, or musical composition; a paragraph; a clause