Tom ve Ken, bir kapsüldeki bezelyeler gibidirler.
- Tom and Ken are like peas in a pod.
Şu ikizler bezelyedeki iki tane gibi benziyorlar.
- Those twins look like two peas in a pod.
Tom sahilde bazı güzel deniz kabukları topladı.
- Tom picked up some pretty shells on the beach.
Ben et, kabuklu deniz ürünleri, kümes hayvanları ya da et suyu yemem.
- I don't eat meat, shellfish, poultry or gravy.
Sami mermi kovanlarını topladı.
- Sami collected the shell casings.
Kovan mühimmat deposuna düştü ve bir dizi patlama yarattı.
- The shell fell into the ammunition depot, which provoked a series of explosions.
... there on our geo pod. ...
... governing, we've lost a (pod ?), in other words, so we only have three minutes left ...