a place where items may be accumulated or routinely kept

listen to the pronunciation of a place where items may be accumulated or routinely kept
İngilizce - Türkçe

a place where items may be accumulated or routinely kept teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

store
{f} depolamak

Bu kutuları depolamak için yeterli yerim yok. - I don't have enough space to store these boxes.

store
depo

Onu yapmayın! İlaç deposunda bir bilgisayar var. - Don't do that!!! There's a computer at the drug store.

Biz samanı samanlıkta depoladık. - We stored the hay in the barn.

store
mağaza

Mağazaya benimle gelecek misin? - Will you come with me to the store?

Amcamın cadde boyunca bir mağazası var. - My uncle has a store along the street.

store
{i} dükkân

Dükkan tiyatronun tam karşısında. - The store is just across from the theater.

Ben ikinci el kitapçılarda ve ikinci el giyim dükkanlarında alışveriş yapmayı severim. - I like shopping in used-book stores and in used-clothing shops.

store
depoya koymak
store
(Denizbilim) saklantı
store
saklamak
store
bolluk
store
depola

Develer hörgüçlerinde çok miktarda yağ depolayabilir. - A camel can store a large amount of fat in the hump on its back.

Saman ahırda depolanır. - Hay is stored in the barn.

store
ç.erzak
store
levazım
store
levazımını tedarik etmek
store
{i} hafıza
store
{i} stok, hazne
store
{i} ambar
store
{f} doldurmak

Mağazada Tom için form doldurmak zorundayım. - I have to fill in for Tom at the store.

store
depola,v.depola: n.dükkan
store
yığınak
store
{f} hafızaya almak
İngilizce - İngilizce
store

This building used to be a store for old tires.

a place where items may be accumulated or routinely kept

    Heceleme

    a place where items May be ac·cu·mu·la·ted or rou·tine·ly kept

    Türkçe nasıl söylenir

    ı pleys hwer aytımz mey bi ıkyumyıleytîd ır rutinli käpt

    Telaffuz

    /ə ˈplās ˈhwer ˈītəmz ˈmā bē əˈkyo͞omyəˌlātəd ər ro͞oˈtēnlē ˈkapt/ /ə ˈpleɪs ˈhwɛr ˈaɪtəmz ˈmeɪ biː əˈkjuːmjəˌleɪtɪd ɜr ruːˈtiːnliː ˈkæpt/