a place to confine a person; a prison cell

listen to the pronunciation of a place to confine a person; a prison cell
İngilizce - Türkçe

a place to confine a person; a prison cell teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

pen
{i} kümes
pen
{i} dolmakalem

Dolmakalemle yazmayı severim. - I like writing with a fountain pen.

Tom bir dolmakalem ve bir not defteri çıkardı. - Tom took out a pen and a notepad.

pen
{i} tükenmez kalem

Bir tükenmez kaleme ihtiyacım var. - I need a ball point pen.

Tükenmez kalemle yazar mısınız lütfen? - Won't you please write with a ballpoint pen?

pen
ağıl

Ben çocukken, evimizin yanındaki bir ağılda siyah bir domuz vardı. - When I was a kid, there was a black pig in a pen beside our house.

Domuzlar ağılda değil. - The pigs are not in the pen.

pen
tükenmezkalem
pen
dar bir yere tıkmak
pen
{i} mürekkepli kalem
pen
yazar

Tükenmez kalemle yazar mısın? - Will you write with a ballpoint pen?

Lütfen tükenmez kalemle yazar mısınız? - Would you please write with a ballpoint pen?

pen
tüy kalem
pen
yazıya geçirmek
pen
{f} kâğıda dökmek
pen
{f} kalemi ele alıp yazmak; yazmak
pen
{i} kafes
pen
{f} hapsetmek
pen
{i} k.dili. cezaevi. f
pen
(fiil) kaleme almak, yazmak, kâğıda dökmek, ağıla kapamak, hapsetmek
pen
dişi kuğu
pen
{i} kodes
pen
muharrir
pen
{i} (kurşunkalem dışında herhangi bir) kalem; dolmakalem; tükenmezkalem; tüy kalem
İngilizce - İngilizce
pen
a place to confine a person; a prison cell