O üst kata yatak odasına gitti.
- She went upstairs to her bedroom.
Birinin üst kata gittiğini duyduk.
- We heard someone go upstairs.
Tom yukarı kata odasına gitti.
- Tom went upstairs to his room.
Tom, Mary'yi uyandırmak için yukarı kata çıktı.
- Tom has gone upstairs to wake Mary up.
Üst kattaki bir çeşit parti beni son bir geceye kadar uyanık tuttu.
- Some kind of party upstairs kept me up until one last night.
Benim üst kattaki komşularım çok gürültücüdür.
- My upstairs neighbors are very noisy.
Yukarı çık ve bavulumu getir.
- Go upstairs and bring down my trunk.
Grace yukarıdaki dahili telefona gider.
- Grace goes upstairs to the extension telephone.
Grace yukarıdaki dahili telefona gider.
- Grace goes upstairs to the extension telephone.
Tom'u yukarıdaki yatak odasına taşıdım.
- I carried Tom upstairs to his bedroom.
Bay Hopkins öyle bir yüksek sesle konuştu ki onu üst kattan duyabiliyordum.
- Mr Hopkins spoke in such a loud voice that I could hear him upstairs.
Yatak odaları üst kattadır.
- The bedrooms are upstairs.
Üst kata çık ve yatmaya git.
- Go upstairs and go to bed.
O üst kata yatak odasına gitti.
- She went upstairs to her bedroom.
Tom kutuları yukarıya taşıdı.
- Tom carried the boxes upstairs.
Yukarıya geri döndüm.
- I went back upstairs.
Grace yukarıdaki dahili telefona gider.
- Grace goes upstairs to the extension telephone.
Seninle yukarıda konuşabilir miyim?
- Can I talk to you upstairs?
That fastball was upstairs for a ball.