Arada bir yanımdan bir araba geçti.
- Every once in a while, a carriage passed by me.
Prenses saat tam dokuzda dört atlı arabasıyla geldi.
- Precisely at nine o'clock came the Princess in the carriage with four horses.
Yolcu vagonlarının yerini otomobiller aldı.
- Automobiles replaced carriages.
O, vagona girmek istedi.
- She wanted to enter the carriage.
Benim bir zarfa, bir parça kağıda ve kurşun kaleme ya da bir dolma kaleme ihtiyacım var.
- I need an envelope, a piece of paper, and a pencil or a pen.
Ben bir parça bagaj satın aldım.
- I bought a piece of baggage.
Bunlar birinci sınıf taşıyıcılar değil.
- These are not first-class carriages.