Bana bir parça bilgi getirdi.
- He brought me a piece of information.
Ben bir parça bagaj satın aldım.
- I bought a piece of baggage.
Tom yaylı sazlar dörtlüsü duyduğunda sık sık Mary'yi düşünür.
- Tom often thinks of Mary when he hears a string quartet.
Gitar dörtlüsü harika bir konser üretti.
- The guitar quartet produced a wonderful concert.