Bazı insanlar tarlalarda çalışıyorlar.
- Some people are working in the fields.
Vaktiyle bir adam ve karısı vardı. İçinde oturacak evleri yoktu. Tarlalarda yaşıyorlardı ve bir ağacın dibinde uyuyorlardı.
- Once upon a time, there was a man and his wife. They had no house. They were living in the fields and sleeping at the foot of a tree.
Yaralı askerler savaş alanında bırakıldı.
- The wounded soldiers were left in the field.
Ana çalışma alanınız nedir?
- What's your major field of study?
Benim çalışma alanım dilbilimdir.
- My field of study is linguistics.
Meralarda dolaşmayı severim.
- I like to roam about the fields.
O benim çalışma alanım değil.
- That is not my field of work.
Siyah insanlar pamuk tarlalarında çalışmak için zorlandılar.
- Black people were compelled to work in cotton fields.
Bilgisayarlar her yeri işgal etti.
- Computers have invaded every field.
Sahada yeşil çim var.
- There is green grass on the field.
Saha gezisini çok eğitici buldum.
- I found the field trip very educational.
Bir parça kek tattım ve o lezzetliydi.
- I tried a piece of cake and it was delicious.
Ben bir parça bagaj satın aldım.
- I bought a piece of baggage.