a piece of equipment used for forming metal

listen to the pronunciation of a piece of equipment used for forming metal
İngilizce - Türkçe

a piece of equipment used for forming metal teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

brake
{f} frenlemek
brake
{f} fren yapmak
brake
{i} fren

Fren çalışmayı durdurdu. - The brake stopped working.

O, fren pedaline bastı. - He pressed the brake pedal.

brake
frenleyip durdurmak/yavaşlatmak
brake
eğleç
brake
eğleçleyip durdurmak/yavaşlatmak
brake
eğleçlemek
brake
eğleç yapmak
a piece of
bir parça

Tom kız kardeşine bir parça kek kesti. - Tom cut his sister a piece of cake.

Benim bir zarfa, bir parça kağıda ve kurşun kaleme ya da bir dolma kaleme ihtiyacım var. - I need an envelope, a piece of paper, and a pencil or a pen.

brake
toprak/fren
brake
fren yapma

O, zamanında fren yapmadı ve bir ağaca çarptı. - He didn't brake on time, and ran into a tree.

brake
{f} frenle

Yeni frenlere ihtiyacın var gibi görünüyor. - It sounds like you need new brakes.

Frenleri olmayan bir bisiklete binmek yapılacak oldukça aptalca bir şey. - Riding a bike that doesn't have brakes is a pretty stupid thing to do.

brake
{i} büyük eğreltiotu
brake
brakyçalıyla kaplı
brake
iş1emek brake adjustmentfren ayarı
brake
fren takozu
brake
brake block tekerlek baskı takozu
brake
{f} işlemek keten
brake
{i} çalılık
brake
{i} fre

Frenleri tamir ederlerse, arabayı satın alacağım. - I will only buy the car if they repair the brakes first.

Araba sürmeden önce frenleri kontrol edin ve ayarlayın. - Check and adjust the brakes before you drive.

İngilizce - İngilizce
brake
a piece of equipment used for forming metal

    Heceleme

    a piece of e·quip·ment used for forming metal

    Türkçe nasıl söylenir

    ı pis ıv îkwîpmınt yuzd fôr fôrmîng metıl

    Telaffuz

    /ə ˈpēs əv əˈkwəpmənt ˈyo͞ozd ˈfôr ˈfôrməɴɢ ˈmetəl/ /ə ˈpiːs əv ɪˈkwɪpmənt ˈjuːzd ˈfɔːr ˈfɔːrmɪŋ ˈmɛtəl/