O dağa tırmanmak çok kolaydı.
- Climbing that mountain was a piece of cake.
Bir bisikletteki patlak bir lastiği tamir edebilir misin? Bu tür bir şey çok kolay.
- Can you fix a flat tire on a bike? That kind of thing's a piece of cake.
Bana bir parça bilgi getirdi.
- He brought me a piece of information.
Benim bir zarfa, bir parça kağıda ve kurşun kaleme ya da bir dolma kaleme ihtiyacım var.
- I need an envelope, a piece of paper, and a pencil or a pen.
Sure, no problem. It'll be a piece of cake.