Select Keyboard: Türkçe ▾ X
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
İngilizce - Türkçe
a picture or likeness obtained by photography teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
- photograph
- fotoğrafını çekmek
- photograph
- {f} resim vermek
- photograph
- {i} fotoğraf
Babama fotoğrafımı çektirdim.
-I had my photograph taken by my father.
Fotoğraf çekmemelisiniz.
-You aren't allowed to take photographs.
- photograph
- {f} fotoğrafını çekmek: He is photographing his daughter. Kızının fotoğrafını çekiyor
- photograph
- {f} çıkmak [fot.]
- photograph
- çıkmak
- photograph
- (isim) fotoğraf
- photograph
- {f} fotoğraflamak
Onlar her şehri fotoğraflamak istiyor.
-They want to photograph every city.
Puro içen bir eşeği fotoğraflamak için yapılan tüm girişimler başarısız oldu.
-All attempts to photograph a donkey smoking a cigar failed.
İlgili Terimler
İngilizce - İngilizce
a picture or likeness obtained by photography teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı
- photograph
a picture or likeness obtained by photography
Heceleme
a pic·ture or like·ness obtained by pho·tog·ra·phyTürkçe nasıl söylenir
ı pîkçır ır layknıs ıbteynd bay fıtägrıfiTelaffuz
/ə ˈpəkʧər ər ˈlīknəs əbˈtānd ˈbī fəˈtägrəfē/ /ə ˈpɪkʧɜr ɜr ˈlaɪknəs əbˈteɪnd ˈbaɪ fəˈtɑːɡrəfiː/
Resimler
Geçmiş
Favoriler