a person who takes a position in the political center

listen to the pronunciation of a person who takes a position in the political center
İngilizce - Türkçe

a person who takes a position in the political center teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

moderate
ılımlı

Tom ılımlı içicidir ama babası bir balık gibi içer. - Tom's a moderate drinker, but his father drinks like a fish.

Ilımlı egzersiz yapmak sizi sağlıklı tutacaktır. - Taking moderate exercise will keep you healthy.

moderate
{f} başkanlık etmek
moderate
{s} ölçülü

Büyükbabam her sabah ölçülü egzersiz yapar, güçlü ve sağlıklı olmasının nedeni budur. - My grandfather does moderate exercise every morning, which is why he is strong and healthy.

İyi sağlık düzgün beslenme ve ölçülü egzersizden ibarettir. - Good health consists of proper eating and moderate exercise.

moderate
ne az ne çok olan
moderate
hafifletmek
moderate
orta

Ben her zaman orta hızda araba sürerim. - I always drive at a moderate speed.

Orta dereceli egzersiz hem aklımızı hem bedenimizi tazeler. - Moderate exercise will refresh both mind and body.

centrist
merkezci

Birçok yorumcu, Obama'yı merkezci olarak kabul eder. - Many commentators regard Obama as a centrist.

moderate
orta seviyede, yeterli
moderate
moderatenessılımlılık
moderate
{f} yumuşatmak
moderate
ılımlı olarak
moderate
{s} vasat
moderate
ölç

Ölçülü egzersiz sağlığınız için iyidir. - Moderate exercise is good for your health.

İyi sağlık düzgün beslenme ve ölçülü egzersizden ibarettir. - Good health consists of proper eating and moderate exercise.

moderate
orta dereceli

Orta dereceli egzersiz hem aklımızı hem bedenimizi tazeler. - Moderate exercise will refresh both mind and body.

moderate
ölçülü/orta
moderate
görüşleri aşırıya kaçmayan
moderate
{s} orta; ne büyük ne küçük olan; ne az ne çok olan: He's a moderate eater. O ne az ne çok yer
moderate
moderately mutedil olarak
moderate
azaltmak
İngilizce - İngilizce
moderate
centrist
a person who takes a position in the political center

    Heceleme

    a per·son who takes a po·si·tion in the po·li·ti·cal cen·ter

    Türkçe nasıl söylenir

    ı pırsın hu teyks ı pızîşın în dhi pılîtıkıl sentır

    Telaffuz

    /ə ˈpərsən ˈho͞o ˈtāks ə pəˈzəsʜən ən ᴛʜē pəˈlətəkəl ˈsentər/ /ə ˈpɜrsən ˈhuː ˈteɪks ə pəˈzɪʃən ɪn ðiː pəˈlɪtəkəl ˈsɛntɜr/