a person who protects or watches over something

listen to the pronunciation of a person who protects or watches over something
İngilizce - Türkçe

a person who protects or watches over something teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

guard
{f} korumak

Altın golemleri hazineyi korumak için kullanılan gardiyanlardır. - Gold golems are guardians used to guard treasure.

guard
{i} nöbetçi

Nöbetçi ayağa kalk diye bağırdı. - On your feet, shouted the guard.

Nöbetçileri nasıl öldürdün? - How did you kill the guards?

guard
koruma

Devlet Başkanının korumaları girişin önünde konuşlandırıldılar. - The President's guards are stationed in front of the entrance.

Tom korumanın arkasına sinsice yaklaştı ve onu İngiliz anahtarıyla dövdü. - Tom sneaked up behind the guard and clobbered him with a monkey wrench.

guard
(Askeri) müfreze
guard
nöbet

Tom nöbette uykuya dalmakla suçlandı. - Tom was accused of falling asleep on guard duty.

Şimdi nöbet tutacağım. - I'll stand guard now.

guard
vikaye etmek
guard
gard

Tom bir hapishane gardiyanıydı. - Tom was a prison guard.

Gardiyanlar Tom'u görmedi. - The guards didn't see Tom.

guard
korunmak
guard
kontrol etmek
guard
koruma görevlisi
guard
koruyucu

Koruyucu meleklere inanırım. - I believe in guardian angels.

Sincap, kabilemizin koruyucu ruhudur. - The squirrel is the guardian spirit of our tribe.

guard
{i} koruma görevlisi, muhafız; nöbetçi
guard
tetik/savunma/bekçi
guard
bekle mek
guard
denetim altına almak
guard
{f} tutmak (dil)
guard
{f} himaye etmek
guard
(fiil) korumak, gözetmek, himaye etmek, korunmak, tutmak (dil), nöbet tutmak
guard
{i} basketbol gard
İngilizce - İngilizce
guard
a person who protects or watches over something

    Heceleme

    a per·son who protects or watches over some·thing

    Türkçe nasıl söylenir

    ı pırsın hu prıtekts ır wäçız ōvır sʌmthîng

    Telaffuz

    /ə ˈpərsən ˈho͞o prəˈtekts ər ˈwäʧəz ˈōvər ˈsəmᴛʜəɴɢ/ /ə ˈpɜrsən ˈhuː prəˈtɛkts ɜr ˈwɑːʧəz ˈoʊvɜr ˈsʌmθɪŋ/