Komşumla ilginç bir muhabbet ettim.
- I had an interesting conversation with my neighbor.
O, komşularımdan biri.
- He is one of my neighbors.
Onlar intikam için komşularının evini ateşe verdi.
- They set fire to their neighbour's house in revenge.
Komşularım bana zaten Björk'ün kim olduğunu açıkladılar.
- My neighbours have already explained to me who Björk is.
Bitişik komşunun misafiri çok hurma yiyen bir misafirdir.
- The next-door neighbour's guest is a guest who eats lots of persimmons.
Sadece iyi bir komşu olmak istiyorum.
- I just want to be a good neighbor.
Sadece iyi bir komşu olmak istiyorum.
- I only want to be a good neighbor.
Yan komşular sabahtan beri gürültü yapıyor.
- The neighbours have been banging about next door all morning.
Dün gece mahallede büyük bir yangın vardı.
- Last night there was a big fire in the neighbourhood.
Tom Mary'ye bitişik komşuya gitmesini ve komşunun yardıma ihtiyacı olup olmadığını anlamasını söyledi.
- Tom told Mary to go next door and see if the neighbors needed any help.
Biz bitişikteki komşuyuz.
- We're next-door neighbors.